Siteler Esnafına Eğitim Programı Düzenlendi
Siteler ’de faaliyet gösteren meslek odalarına üye esnaf ve sanatkâra yönelik ‘İş Sağlığı ve Güvenliği’ ile ‘İş Kur Destekleri’ Konulu Bilgilendirme Toplantısı gerçekleştirildi.
Ankara Döşemeciler Esnaf ve Sanatkârlar Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen İş Sağlığı ve Güvenliği ile İŞKUR Destekleri Bilgilendirme Toplantısı’na Ankara Döşemeciler Esnaf ve Sanatkârlar Odası, Marangoz Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Keresteciler Esnaf ve Sanatkarlar Odası ile Camcılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkan ve yöneticilerinin yanı sıra odalara bağlı çok sayıda üye katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan ANKESOB Başkan Vekili Hüseyin Ar, İş Sağlığı ve Güvenliği ile İŞKUR Destekleri Bilgilendirme Toplantısını ortaklaşa düzenleyen Döşemeciler Esnaf ve Sanatkârlar Odası Başkanı Ali İhsan Bostan, Marangoz Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Rıdvan Aktaş, Keresteciler Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Ercan, Camcılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Mehmet Hazar’a teşekkür ederek, “Siz değerli üyelerimizin menfaatleri adına gerçekleştirilen eğitim toplantısında alanlarında uzman kişiler tarafından sizin için gerekli konularda verilecek bilgileri alacaksınız. Bu programa katılımlarınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun.” dedi.
ANKESOB Eğitim, Proje ve AR-GE Müdürü Erdoğan Özen, gerçekleştirdiği sunumda 6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’nun Temmuz 2012 tarihinden itibaren yürürlükte olduğunu hatırlatarak şunları aktardı: “Bir yıllık süreç içerisinde bazı maddelerde değişiklikler oldu. Yine aynı kanuna bağlanan yaklaşık 36 yönetmelik yayınlanarak 2014 Ocak ayı itibariyle yürürlüğe girdi. 5-6 civarında da tebliğ yürürlüğe kondu. 1.5 yıllık süreç içerisinde oda başkanlarımızın ve iş yeri sahibi esnaf ve sanatkârlarımızın bu kanun uygulamaları ile ilgili sıkıntıları var. Biz ANKESOB olarak başkanlarımızın da desteği ile devam eden bu sıkıntıları zaman zaman sektör bazlı olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunduğumuz raporlarla bildiriyoruz. Bu konuda kamuoyu oluşturmak amacıyla hem basın hem de yayınladığımız dergiler aracılığıyla biz bu sorunları esnaf ve sanatkarımızın sıkıntılarını giderecek hale getirmeye çalışıyoruz.
6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanununun çıkış sebepleri arasında yaşadığımız ölümlü iş kazalarını, Avrupa Birliği üyelik koşullarını, İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin İLO Sözleşmesi ve 4857 Sayılı İş Kanunu’nda tüm çalışanları kapsam altına alma ile ilgili hükümleri sayabiliriz. İş Sağlığı ve Güvenliğinin ihtiyaç olduğu belirtilerek İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun müstakil bir kanun olarak çıkması noktasında hükümet karar vermiş. Kanunun kısa ve öz amacı ise bir iş yerinde iş kazasını en asgari düzeye indirmek. İş kazasına ve meslek hastalığına sebep olacak sorunları gidermek, onlara çare bulmak, tedbir almak olarak açıklayabiliriz.
Kanun, iş yerlerini tehlike sınıflarına ayırdı. Az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli işyerleri olarak. Yine iş yerleri çalışan sayısına göre 50 ve daha fazla, 50-10 çalışan ve 10’dan daha az olmak üzere sınıflara ayrıldı. 1 Ocak 2013 tarihi itibariyle hangi sınıf iş yeri olursa olsun, her işyeri mutlaka risk analizi ve acil durum planı yaptırmakla sorumlu. Yaptırmayanlar için çok ağır idari para cezaları da kanunda belirlendi.
Buradaki en büyük sıkıntılardan biri kanun kamu özel sektör ayırımı yapmıyor. Tüm işyerleri için zorunluluk var. Hem kamu hem de özel sektör için mutlaka iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi bulundurmak zorunluluğu getirildi. Bunların yürürlüğe girme tarihleri de farklı farklı tarihler olarak sizlere gönderildi.
Az eleman çalıştıran iş yerleri takdir edersiniz ki iş güvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi çalıştıramaz. Bu ayrı bir külfet getirir. Burada yapılması gereken işlerden en önemli ise gerektiği takdirde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın yetkilendirdiği Ortak Sağlık Güvenlik Birimlerinden destek alarak kanunla ilgili yükümlülüklerinizi yerine getirebilirsiniz.
Bir diğer husus da istihdamın azalmasının ya da işçi çıkartmanın önüne geçmek için geçen nisan ayında yayınlanan bir tebliğ var. Tehlikeli ve az tehlikeli iş yerlerine çalıştırdıkları kişi bazında çok cüzü rakamlarda kanun uygulamalarına sahip çıkmak açısından destek var.”
A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Haydar Battaloğlu da gerçekleştirdiği sunumda şunları kaydetti: “esnafımızın Pek çok sorunları yanında maalesef bir de ‘’6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanunu’’ ile ilgili sorunları ortaya çıktı. Bu kanun, bir anlamda büyük çözümler getirecek derken, maalesef beraberinde pek çok sorunu da birlikte getiren bir kanun oldu. Neden diyecek olursak küçük esnafımızı korumak için kanuna ilave edilen bir takım maddeler daha sonra sıkıntılara neden olmaya başladı. Devlet bir kanunu çıkartırken pek çok farklı dezavantajı da bir kanun vasıtasıyla gidermeye çalışır, avantaja dönüştürmeye çalışır. Bunlardan bir tanesi de 6331 Sayılı İş Sağlığı ve İş Güvenliği Kanununun, asıl amacı iş sağlığı ve güvenliği ise de bir diğer amacı da her şeyi kayıt altına almak, kayıt dışı istihdamı ve kayıt dışılığı önlemek. Kanuna bir madde konularak, küçük esnafı koruyalım istendi. Kendi nam ve hesabına iş yapan esnafımız tehlike sınıfı ne olursa olsun bu kanun kapsamı dışında tutuldu. Fakat şöyle bir sıkıntı çıktı, ‘’Madem tek başıma çalışıyorum iş yeri bana ait ve çalışan sadece benim, bu kanun kapsamı dışındaysam, bu kanunla ilgili hiçbir sorumluluğum olmuyor. Ne işyeri hekimine, nede iş güvenliği uzmanına ve bu kanunla ilgili hiçbir sorumluluk yok, masraf yaptırmaya da gerek yok’’ düşüncelerinin doğmasına neden oldu. Durum böyle olunca haliyle esnaf da bir iki çalışanı varsa iş yok bahanesi ile çalışanını işten çıkararak veya gayri resmi çalıştırarak, kanun kapsamından çıkmaya başladı. Devlet kayıt dışılığı azaltayım derken maalesef kendi eliyle müthiş derecede kayıt dışılığa teşvik edici bir konuma geldi. Bu problem nasıl düzeltebilir? Aslında teşviklerle bu soruna çözüm bulunabilir. Bununla ilgili raporlarımız var. ANKESOB adına ve diğer odalar adına olsun hazırladığımız raporlarda ve makalelerde devamlı dile getiriyoruz. Esnafa en azından 3-5 yıl, kademeli olarak bu işten en az masraf edebileceği şekilde, kişi başı ve işletme başı destek yapılması sorunu tamamen çözecektir. Bütün talep ve tekliflerimiz ve önerilerimiz bu yöndedir. Geçmişte, işletme başına 200 TL, çalışan başına da 50 TL verdiğiniz takdirde küçük esnaf için bu sorun esnafa hiçbir yük olmadan kendiliğinden çözülecek, kayıt dışılığa insanlarımızı, işletmelerimizi itmeyecek demiştik. Bir yıl içerisinde bu önerilerimiz doğrultusunda çok fazla mesafe kat edemedik.”
Battaloğlu sunumunun devamında İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda cezai yaptırımların ağır olduğunu belirterek kanun kapsamında zorunlu olan 3 personel; iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve yardımcı sağlık personelinin eksiklikleri halinde cezalarla ilgili maddeleri sıraladı. Risk değerlendirmesi ve acil durum planı yaptırılmamışsa uygulanacak cezai müeyyideleri de örnekleriyle anlatan Battaloğlu, iş yeri hekimi ve iş güvenliği uzmanlarının iş yerlerinde iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili tedbirleri işverene rehberlik ve danışmanlık yaparak, aldıracağını kaydetti.
Eğitim programı, katılımcıların ilgili sorularının yanıtlanmasının ardından sona erdi.